Bloodborne İnceleme
BloodBorne İnceleme
Zırhların, kılıç ve kalkanların olmadığı bir geçiş dönemine RYO yapmak cidden riskli. Bloodborne iyi veya kötü olmasının yanı sıra işte tam da bu nokta da büyük bir eksiği kapatıyor. Risklerle dolu teması bir yana, oyun dünyasına bir kez daha yepyeni mekanikler kazandırıyor.
Şaşkınım... Öyle böyle değil. Ben kaliteli ve beklentimi bir yere kadar karşılayan sağlam bir oyun bekliyordum. Onun yerine beklentilerimi paramparça eden ve önümüzdeki yıllarda Aksiyon RYO'lar için ilham kaynağı olacak bir yapımla karşılaştım.
Tam bir aksiyon oyunu olmamasına rağmen adrenalinizi hep yüksek tutmayı başarıyor.
korku oyunu olmamasına rağmen sizi her saniyesinde geriyor ve olmadık yerlerde korkudan öldürüyor (zaten karakterde sizle birlikte ölüp, ölüp diriliyor). Analogu hafifçe ittirerek ilerlemenin karizmatik görünmek için değil, bilinmeyene karşı duyulan korkudan kaynaklandığını ilk birkaç saatinizin sonunda öğreniyorsunuz.
Bir strateji oyunu olmamasına rağmen sizi önünüzdeki tehlikeye dair uzunca bir analize yönlendiriyor.
Bloodborne sadece kendi türünden değil, diğer oyun türlerinden de büyük bir ilham alıyor ve bunu Aksiyon RYO kalıplarını zorlamadan, oyunu bir Assassin's Creed türevi gibi şişirmeden yapmayı başarıyor. Oyun hakkında farkına vardığınız ilk şey, her bir düşmanın, her bir tuzağın özenle yerleştirildiğini kavramak oluyor. Bloodborne içerisindeki tek bir parça bile ne fazla ne eksik.
Olması gerektiği gibi.
Zırhların, kılıç ve kalkanların olmadığı bir geçiş dönemine RYO yapmak cidden riskli. Bloodborne iyi veya kötü olmasının yanı sıra işte tam da bu nokta da büyük bir eksiği kapatıyor. Risklerle dolu teması bir yana, oyun dünyasına bir kez daha yepyeni mekanikler kazandırıyor.
Şaşkınım... Öyle böyle değil. Ben kaliteli ve beklentimi bir yere kadar karşılayan sağlam bir oyun bekliyordum. Onun yerine beklentilerimi paramparça eden ve önümüzdeki yıllarda Aksiyon RYO'lar için ilham kaynağı olacak bir yapımla karşılaştım.
Tam bir aksiyon oyunu olmamasına rağmen adrenalinizi hep yüksek tutmayı başarıyor.
korku oyunu olmamasına rağmen sizi her saniyesinde geriyor ve olmadık yerlerde korkudan öldürüyor (zaten karakterde sizle birlikte ölüp, ölüp diriliyor). Analogu hafifçe ittirerek ilerlemenin karizmatik görünmek için değil, bilinmeyene karşı duyulan korkudan kaynaklandığını ilk birkaç saatinizin sonunda öğreniyorsunuz.
Bir strateji oyunu olmamasına rağmen sizi önünüzdeki tehlikeye dair uzunca bir analize yönlendiriyor.
Bloodborne sadece kendi türünden değil, diğer oyun türlerinden de büyük bir ilham alıyor ve bunu Aksiyon RYO kalıplarını zorlamadan, oyunu bir Assassin's Creed türevi gibi şişirmeden yapmayı başarıyor. Oyun hakkında farkına vardığınız ilk şey, her bir düşmanın, her bir tuzağın özenle yerleştirildiğini kavramak oluyor. Bloodborne içerisindeki tek bir parça bile ne fazla ne eksik.
Olması gerektiği gibi.
Bloodborne İnceleme
Reviewed by Sy
on
Mayıs 28, 2020
Rating:
Post a Comment